Yeniden Merhaba Yaratıcı Fikir Avcıları,
Seramik, bizlere sadece mağaza raflarından satın aldığımız çeşitli objeleri çağrıştırıyor olsa bile, günümüzde artan seramik atölyeleri, meraklı olan herkese seramik yapmaları için imkan sağlıyor. Havada kuruyabilen kil ile, yüksek ısılı fırınlara ihtiyaç duymadan birbirinden farklı çanak, çömlek veya objeler yapılabiliyor. Evde geçirdiğimiz bu zamanlarda kil kullanarak belki de içimizde sakladığımız seramik sanatçısını keşfedebiliriz. Bu yeni hobinin açtığı kapılar sayesinde, ilk seramik objesinin Mısırlı Firavunlardan bile yaşlı olduğunu öğrendiğimizde tarihin tozlu sayfalarında seramiğin serüvenini araştırmaya karar verdik. Seramik tabağımızdan yemek yerken ya da bardağımızdan kahvemizi yudumlarken M.Ö. 18 binlerde de bu aktivitelerin yapılıyor olabileceğini düşünmek gerçekten çok şaşırtıcı ve heyecan verici oldu. Seramiğin zaman içerisinde bir sanata dönüştüğünü ve bu sanata yön veren birbirinden kıymetli seramik sanatçılarının olduğunu gördük. Geçmişten günümüze gelişen ve değişen seramik, bir sanatçının gözünden kıyıya vuran dalga ya da tavus kuşunun kanat çırpışı olarak karşımıza çıkabilir. Günümüzde birçok seramik atölyesinde siz de kendi sanatınızı kille harmanlayıp, Anka kuşunu küllerinden doğurabilirsiniz. Sizler için seramiğin tarih boyu değişimini, sanatla harmanlanışını ve günümüzde herkesin bir seramik sanatçısı olma yolunda nasıl adımlar atabileceğini araştırdık. Blogumuzda sizi nelerin beklediğinden kısaca bahsedelim.
Artık seramiğin sadece çanak çömlek yapımı için bir ihtiyaç niteliğindeki kullanımı geride kaldı. İnsanların ihtiyaç sonucu yüzyıllar önce bulduğu bu uğraş, günümüzde hem sanat olarak, hem hobi olarak yapılmaya ve kullanılmaya devam ediyor. Tabii seramiğin ihtiyaçtan sanata geçişinde rol oynayan seramik sanatçılarını da unutmamak gerek. Ülkemizin ilk kadın seramik sanatçısı Füreya Koral'ın imkansızlıklardan doğan sanat tutkusu, Lucie Rie'nin Nazi Almanyası'ndan İngiltere'ye uzanan başarı hikayesi ve daha niceleri bizi tarihte kısa bir yolculuğa çıkardı. Bugün hala eserlerine gıpta ile baktığımız seramik sanatçılarının yaşam hikayeleri de eserleri kadar etkileyici.
1) Türkiye'de Seramik Sanatının Öncülerinden: Füreya Koral
Seramik sanatından, Türkiye'nin bu alandaki öncülerinden Füreya Koral'ın adını geçirmeden bahsetmek büyük haksızlık olur. 1910 yılında dünyaya gelen Füreya Koral, 30'lu yaşlarının sonlarında öğrenmeye başladığı seramik sanatının Türkiye'deki öncü isimlerinden biri, aynı zamanda da Türkiye'nin ilk kadın seramik sanatçısı. Çocukluğunu geniş ailesiyle Şakir Paşa Konağı'nda geçiren Füreya, sanatçılarla dolu bir aileden geliyor. Ödüllü bir fotoğrafçı ve tarih yazarı olan dedesi ve Halikarnas Balıkçısı ismiyle tanıdığımız dayısı ailesindeki birçok sanatçıdan yalnızca ikisi. Gençlik yıllarında oldukça iyi bir eğitim alan ve başarılı bir keman öğrencisi olan Füreya, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk'ün evinde bir konçerto bile çalmış, yani daha küçük bir kızken bile sanatla hep iç içe olmuş. Füreya'nın seramikle buluşmasını geciktiren olaylar ise, ilk evliliğinde kaybettiği iki bebeği. Bu zor günleri geride bıraktıktan sonra hayatını tekrar düzene oturtan Füreya'yı seramikle buluşturan olay ise hayatında yaşadığı bir başka zorluk aslında. 1947 yılında Verem hastalığına yakalandıktan sonra tedavi için İsviçre'ye gidince seramikle tanıştı Füreya, ondan sonra da bu sanata hayatını adadı. Seramik sanatının en gelişmiş olduğu ülkelerden biri olan Fransa'ya gidip kendini geliştirdikten sonra Türkiye'nin ilk seramik atölyesini açtı ve ülkemizde birçok sergi verdi. Seramik alanında onlarca ödül alıp bu sanatı Türkiye'de de geliştirmeye başladıktan sonra birçok farklı ülkeye de giderek farklı kültürlerin seramikleri üzerine de çalışmalar yürüten, ve hayatına bu kadar çok şey sığdıran Füreya Koral, 1997 yılında hayatını kaybetti. Ölümünden sonra bile, kurdukları ve geride bıraktıklarıyla Türkiye'de seramik sanatının gelişmeye devam etmesini sağlayarak Türk Sanat Tarihi için unutulmaz bir isim haline geldi. “Türk sanatının bütün bir köşesini dolduran büyük ve feyizli bir mevsime benzer. Yeri belki de hiç doldurulmayacak kadar özel bir mevsimdir Füreya.” -Ahmet Hamdi Tanpınar Kaynakça: https://www.haberler.com/fureya-koral-in-en-kapsamli-retrospektif-10255086-haberi/ http://www.leblebitozu.com/fureya-koral-kimdir-fureya-koral-hayati-ve-eserleri/ https://www.haberturk.com/fureya-koral-kimdir-google-dan-fureya-koral-doodle-i-2011672
2) Bir Başarı Hikayesi: Alev Ebuzziya
Füreya Koral'ın miraslarından biri olarak da değerlendirebiliriz Alev Ebuzziya'yı. 1938'de İstanbul'da dünyaya gelen Ebuzziya, Füreya Koral'ın kurduğu atölyede eğitim almış ve günümüzde dünya çapında ünlü bir seramik sanatçısı. Seramik eğitimine 1956 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde ve Füreya Koral'ın atölyesinde başladıktan sonra Ebuzziya, Almanya'da Hohr-Grenzhausen ve Türkiye'de Eczacıbaşı seramik fabrikalarında çalışarak temel eğitimine biraz da deneyim ekledi. Daha sonra Kopenhag'a taşındı ve orada Kraliyet Porselen Fabrika'sı için bir süre çalıştıktan sonra kendi atölyesini kurdu. Kendini geliştirmeye devam ettikçe seramik sanatındaki başarısını da göstermeye başlayan Ebuzziya 1975 yılında ünlü Alman porselen üreticisi Rosenthal için çalışmaya başladı. Yetenek ve becerilerini gittikçe daha ileri bir seviyeye taşıyarak 1978 yılında ise Paris'te bir atölye kurdu. Hayatı boyunca Tagea Brandt Ödülü ve Eckersberg Madalyası da dahil olmak üzere birçok ödüle layık görülen Ebuzziya aynı zamanda Danimarka Kraliyet Akademisi üyeliğine de seçildi. Günümüzde Ebuzziya'nın eserleri Museum of Decorative Arts (Kopenhag), Victoria & Albert Museum (Londra), Royal Scottish Museum (Edinburg), Museum Boymans van Beuningen (Rotterdam), Los Angeles County Museum of Art (Los Angeles), Cooper Hewitt Museum (New York) ve daha birçok müzede sergileniyor. Bu uzun ve sanatla dolu hayatına sığdırdıklarıyla Alev Ebuzziya hem Türkiye'de seramik sanatının gelişmesine zemin hazırlarken, hem de sanatımızın dünya çapında duyulmasına katkı sağladı. "Sade dünyanın en komplike şeyidir. Çünkü ona ulaşmak için birçok süzgeçten geçmek ve geçirmek gerekiyor..." -Alev Ebuzziya Kaynakça: https://www.biyografya.com/biyografi/23494 https://turkiyetasarimvakfi.org/tr/blog/90-alev-ebuzziya-ile-tekerrur-uzerine https://www.gzt.com/arkitekt/alev-ebuzziya-siesbyenin-tekerrur-sergisi-3560983
3) Modern Seramiğin Annesi: Lucie Rie
Türkiye'nin dışına çıktığımızda ise, erkeklerin domine ettiği bir seramik dünyasında güçlü duruşuyla ve sert karakteriyle hatırlanan Lucie Rie'den de bahsetmemek olmaz. Modern seramiğin annesi olarak da anılan Lucie Rie, 1902'de Viyana'da doğdu. Viyana gibi kültürel anlamda zengin bir şehirde büyürken, Sigmund Freud'e danışmanlık yapan babasının da etkisiyle sanata küçük yaşlardan beri ilgi duyan Rie eğitimini de 1922'de Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi'nde almaya başladı. Yeteneğini yavaş yavaş kanıtlayan Rie 1925 yılında Viyana'da ilk stüdyosunu açtı. İlerleyen yıllarda bazı ödüller de alarak eserlerini çeşitli yerlerde sergiledi ve ismini duyurmaya devam etti, ancak 2. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle Nazi işgalinden kaçmak için Viyana'yı terk etmek zorunda kaldı, eşiyle Londra'ya yerleşti. Tabii buraya adapte olması o kadar kolay olmadı. Londra'daki seramik anlayışı Rie'nin Avrupa'da edindiği modern seramik bakış açısından oldukça farklıydı, ancak Rie kendi özgün yolunda devam etmeye kararlıydı. Savaş zamanı para kazanmak zorunda olduğu için ilk yerleştiği yıllarda geçimini cam düğmeler yaparak sağladı ve deneyim onun sanatı üzerinde de oldukça etkili oldu. Londra'daki kariyerine bir süre düğme yaparken kullandığı Orplid camı ile devam etse de sonunda asıl tutkusu olan çömlek yapımına geri döndü. Bu alandaki eserleri İngiltere'nin seramik anlayışına göre farklı olduğundan başta iyi eleştiriler almadı ancak zamanla kendi tarzını kabul ettirerek burada da başarıyı yakaladı. 1990 yılında emekli olan Rie'ye 1991 yılında ise İngiltere Kraliçesi tarafından "Dame" unvanı verildi. Özellikle o yıllarda erkek sanatçıların daha baskın olduğu seramik sanatına kendi özgün tarzını katan ve bu yaptıklarıyla günümüz seramik anlayışının oluşmasında böylesine büyük bir rol oynayan Lucie Rie, 1995 yılında hayata gözlerini yumdu. "Çanak çömlek yapmak benim için bir macera, her yeni iş aynı zamanda yeni bir başlangıç." -Lucie Rie Kaynakça: https://freeformsnyc.com/collections/lucie-rie/form_teapot https://www.metmuseum.org/art/collection/search/486294 https://www.thecollector.com/lucie-rie-pottery-and-ceramics/
4) Seramiğin Orijinal İsmi: Grayson Perry
Günümüzde bütün orijinalliği ve eserlerinde verdiği sosyal mesajlarıyla sanatını icra etmeye devam eden Grayson Perry, aynı zamanda yazarlık da yapan ama asıl olarak seramik eserleriyle tanınan bir İngiliz sanatçı. 1960 yılında İngiltere'de işçi sınıfından bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Perry gerçek anlamda bir seramik eğitimi almaya 1980 yılında başladı. Bir süre öğrenimine devam ederken bir yandan da kendi eserlerini yapmayı sürdürdü. 1984 yılında ise bu süreçte yapmış olduğu seramik eserlerinden oluşan ilk sergisini açtı. Bu sergisiyle adını yavaş yavaş duyurmaya başlayan Perry yıllar içinde kendini geliştirdi ve 2003 yılında Turner Ödülü'ne layık görülerek gerçek anlamda ünlü bir sanatçı konumuna gelmiş oldu. Perry'nin bu ödülü alması kimisi tarafından hoş karşılanmadı, bunun nedeni ise kendisinin alışılmamış bir tarzı olmasıydı. Perry sanatıyla çeşitli önyargılar veya cinsellik gibi tabu olarak değerlendirilen, rahatsız edici veya tartışmalı olarak görülen konuları yansıtan, zaman zaman ikinci kişiliği olarak nitelendirdiği Claire kimliğiyle karşımıza çıkan, birçok kişinin günümüzün "normallik/sıradanlık" sınırları içinde değerlendirmeyeceği biri olduğundan ne kadar başarılı bulunsa da her zaman tartışmaya açık bir sanatçı oldu. Tabii bu tartışmalı sanatı ve sanatçı kişiliği ona sanat dünyasında ölümsüzlüğü getirecek yönü de olabilir. "Sanatçı olarak oynadığım rolü, bir bakıma bir şamanın ya da büyücününkine benzetebiliriz. Kılık değiştiriyor, hikayeler anlatıyor, nesnelere anlamlar yüklüyor ve onları bir parça daha dikkate değer hale getiriyorum." -Grayson Perry Kaynakça: https://www.timeout.com/london/art/grayson-perry-the-most-specialest-relationship https://www.peramuseum.org/exhibition/grayson-perry-/174 https://www.timeshighereducation.com/features/grayson-perry-bull-higher-educations-china-shop
Yeldeğirmeni'nde Bir Seramik Atölyesi: Atölye Müstakil
Geçmişin kasvetini üzerimizden atıp biraz da günümüz seramik dünyasında neler oluyor demenin vakti geldi. Instagram'da dolaşırken birbirinden güzel objerin yapıldığı "Atölye Müstakil" hesabı ile yolumuz kesişti. Seramik eğitimlerine katılan kişilerin heyecanını, samimiyetini ve bu sanata olan istekleri görünce içimizde "şu an keşke orda olabilsek" isteği uyandı. Pandemi koşulları gereği İstanbul'daki bu atölyeyi gezme ve deneyimleme şansımız olmasa da atölyenin sahipleri Bade Çayır ve Melih Kayar ile çok keyifli bir Zoom görüşmesi yaptık. Bu sohbetimizi izlerseniz:
Seramik, kişilere düşüncelerini, hayal güçlerini ve hissettiklerini sanata dönüştürebilecekleri bir alan sunuyor.
Seramiğe başlamak için sahip olmanız gereken iki şey var; istek ve sabır. Herhangi bir seramik atölyesinde derslere katılamıyorsanız, havada kuruyan kille de iç dünyanızı dilediğinizce seramik ile yansıtabilirsiniz. Unutmamanız gereken bir şey var ki, havada kuruyan killeri sadece sergileme amaçlı kullanmalısınız. Eğer atölye ortamında bu sanatı icra etmek isterseniz de iki farklı seramik yapma çeşidi var, bunlar; torna ve elle şekillendirme olarak ikiye ayrılıyor. Gerçekleştirdiğimiz görüşmede Melih bey bu iki seramik yapma çeşidinin birbirinden taban tabana ayrı yöntemler olmadığını, aslında iki yöntemin de birbirini beslediğinden bahsetti. İncelemeniz için bıraktığımız fotoğraflardan torna ve elle şekillendirme teknikleriyle yapılmış objeleri görebilirsiniz.
Fotoğraflar Atölye Müstakil Instagram Hesabından Alınmıştır.
Günümüzde seramikle uğraşan bazı sanatçılara bir göz atmak isterseniz diye bu sanatçıların Instagram sayfalarını aşağıda paylaştık.
Bir dahaki görüşmemize kadar kendinize iyi bakın sevgili Yaratıcı Fikir Avcıları!
0 Comments
Merhaba Yaratıcı Fikir Avcıları!
Yaşam alanımıza dair ilginizi çekebilecek bilgiler paylaştığımız bir blog yazımızda daha karşınızdayız. Bu yazımızda sizlerle yaşam alanımızda doğru renk kullanımının psikolojik etkilerinden bahsedeceğiz. Örneğin yatak odalarımızda daha huzur ve dinginlik veren renkleri kullanmak uyku kalitesi arttıran faktörlerden bir tanesi. Çalışma odamızda, mutfağımızda, oturma odamızda, kısaca evimizin her kısmında doğru renkler seçerek ruhsal sağlığımızı diri tutmak mümkün. Renk psikolojisine göre renk, görsel bir deneyimden daha fazlasıdır. Aynı zamanda ruh halini ve duyguyu kökten etkileyebilme gücüne sahiptir. Bu konu ilgilinizi çekiyorsa daha fazla bilgi edinmek için linki kullanabilirsiniz.
Sizinle çeşitli araştırma sonuçlarını paylaşmadan önce yaptığımız "Yaşam Alanında En Çok Tercih Edilen Renkler" anketinin sonuçlarından kısaca bahsetmek istiyoruz. 50 kişinin katıldığı bu anketimizde her oda seçimi için beyazın %50'ye yakın bir ağırlıkta olduğunu, kalan kısımda ise özellikle göze çarpan bir renk olmamakla birlikte çeşitli renklerin kullanıldığını görüyoruz. Buna ek olarak katılımcıların renk seçerken göz zevki, uyum veya huzur gibi çeşitli kriterleri göz önünde bulundurduğunu, ancak en çok göze batan sonucun yaşam alanında kullanılan renklerin rastgele seçilmiş olması olduğunu söyleyebiliriz. Bütün bu kriterlerin yanında, renklerin psikoloji üzerindeki etkisini de göz önünde bulunduran katılımcılar olmasına rağmen bu sayının diğer cevaplara oranla daha az olduğu görülüyor.
Yaşam Alanında Renk Kullanımı İnsan Psikolojisini Nasıl Etkiliyor?
Farkında olmadan renklerin günlük hayatımızın bir parçası olduğunu ve psikolojimiz üzerinde olumlu veya olumsuz etkileri olabileceğini gördük. Öyle ki Renk Psikolojisi (Color Psychology) diye bir bilim dalının varlığından haberdar olduk. Bu küçük bilgilerin yaşam alanınızı geliştirip güzelleştirmenize yardımcı olacağını dinleyerek bir blog yazımızı daha bitiriyoruz.
Sağlıcakla kalın! Yeniden Merhaba Yaratıcı Fikir Avcıları, Zamanımızın büyük bir çoğunluğunu evde geçirdiğimiz bu günlerde kendimizi eğlenceli aktiviteler ararken bulduk. Bu nedenle bu blogumuzda sizlerle son zamanlarda trend olan Punch nakışının püf noktalarından bahsedeceğiz. Kökenlerinin Eski Mısır Uygarlığı'na kadar gittiği tahmin edilen Punch nakışı günümüzde de hem profesyonel olarak hem de hobi olarak geniş bir kullanım alanına sahip. Bu eski zanaatın nasıl yapıldığı ile ilgili çeşitli bilgilendirici yazılar ve videolar var fakat biz iğneyi ve kasnağı elimize alınca aklımızda birçok soru oluştu ve ne yapacağımızı bilemez olduk. Bu yüzden, blogumuzda nakışınızın nasıl daha boyutlu gözükebileceğinden, kumaşta oluşan hataların nasıl giderilebileceğinize ve çerçeveye ihtiyaç duymadan kendiniz basit ve kullanışlı çerçeve yapabileceğinizden bahsedeceğiz. Punch nakışını yapmak zor mudur ya da çok zamanımı alır mı gibi soruları bir kenara bırakın çünkü gün sonunda bu tatlı yorgunluğa değecek küçük Punch'larınız olacak. Öncelikle sizlerle Punch nakışını detaylı anlatan bilgilendirici birkaç video koyduk. Bu videolardan nakışın nasıl yapıldığını detaylı bir şekilde görebilirsiniz. Sonrasında Punch nakışının püf noktalarını paylaştığımız fotoğrafları inceleyebilirsiniz. Punch nakışının nasıl yapıldığını anlatan birkaç video önerisi:1. Punch Yaparken Dikkat Edilmesi Gereken Püf Noktalar2. Nedir Bu Punch?İlginizi çekebilecek birkaç Punch sanatçısı önerisi:Peki bu Punch malzemelerini nereden alabilirim derseniz:Yeniden Merhaba Yaratıcı Fikir Avcıları, Bugün sizlerle yaşam alanımızı güzelleştiren, hoş kokuları ve renkleri ile ortama sıcaklık katan bitkileri nerelerden satın alabileceğinizden bahsedeceğiz. Mart ayı baharın habercisidir fakat soğuğunu iliklerimize kadar hissettiğimiz bu mart ayında kendinizi pencerenizin önündeki kanepede otururken hayal edin. Etrafınızda sadece bitkileriniz ve bir kupa kahveniz var ve siz kar tanelerinin ahenk içindeki dansını izlemeye dalmışsınız. İşte kendinize böyle güzel ve huzurlu bir yaşam alanı yaratmanıza yardımcı olabilmek için bugünkü konumuz güzel kokuları ve göze hitap eden görüntüleriyle bitkileri yaşam alanımızda kullanmak olacak. Bu blogumuzda, hem Kalp Kalbe Karşı Çiçeği gibi daha önce görmeye alışık olmadığınız farklı bitki alternatiflerini, hem de evde bakımı kolay olan ve sıkça tercih edilen Sukulent veya Kalanşo gibi alternatifleri her bütçeye uygun hangi online ya da fiziksel mağazalarda bulabileceğinizden bahsedeceğiz. Umarız ki keyif alacağınız ve faydalı bulacağınız bir blog olur. Hadi başlayalım! 1. Farklı Türdeki Bitkileri Online Kanallar Üzerinden Almak İsteyenlereHeryerBitki'nin websitesine daha önce bakmış mıydınız? Birbirinden farklı kapalı alan bitkileri ile dolu bu site mağazaya gitmeden müşterilerine online servis sunuyor. Size öneride bulunmadan önce biz de sitenin içinde kendimizi kaybettik ve bitki severler olarak alışveriş yapmaktan kendimizi alamadık. Eğer favori bitkimizi sorarsanız, Kalp Kalbe Karşı çiçeğine bir göz atmanızı tavsiye ederiz. Bu bitkinin adı incecik dalları üzerindeki kalp şeklindeki yapraklarından geliyor. “Bitki kargo ile eve gelir mi?” derseniz bu konuda içiniz rahat olabilir çünkü paketlemeleri özel olarak bitkiler için tasarlanmış. Bizim dikkatimizi çeken en büyük özellik ise, bitkilerin çok canlı olması. “Ben bitkileri seviyorum fakat bitki bakımı hakkında yeterli bilgiye sahip değilim.” derseniz site içindeki bütün bitkilerin bakımlarıyla ilgili detaylı açıklamalar bulunuyor. Bunun yanında eğer bitkilerin kökenini merak ederseniz, her bitkinin tarihçesini anlatan bilgilendirici yazılar da bulmak mümkün. Bitkilerin dünyası hakkında bilgi edinmek isteyen herkes için çok eğlenceli bir site olduğunu düşünüyoruz. Eğer ne tarz bitki satın alacağınıza henüz karar vermediyseniz birçok farklı bitki kategorisi içinden kendinize en uygun bitkileri seçebilirsiniz. Biraz da fiyatlardan bahsedecek olursak, fiyatların piyasadaki diğer bitki satışı yapan online ya da perakende mağazalarına göre biraz daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bunun sebebi diğer mağazalarda bulamayacağınız farklı bitki çeşitlerini sizlere sunuyor olmaları.
2.Hem İnternetten Olsun Hem De Uygun Fiyatlı Olsun DiyenlereOnline bitki satışı denince herkesin aklına gelen bir numaralı adres genelde Çiçeksepeti olur. Evet, Çiçeksepeti bitki alışverişi için bizim de çok tercih ettiğimiz bir yer ama biz bu bölümde sizlere daha uygun fiyatlı bitkileri hangi internet sitelerinden bulabileceğiniz konusunda yardımcı olmak istiyoruz. Bahsedeceğimiz bu iki site aslında hepimizin birçok alışveriş için sık sık kullandığı ama bitki alışverişi dendiğinde pek akıllara gelmeyen iki adres: Hepsiburada ve Trendyol! Kıyafet, ev araç gereçleri ve daha aklımıza gelecek yüzlerce eşyayı alırken uğradığımız bu iki site bitki konusunda da oldukça zengin. Eğer seçiminizi Trendyol'dan yana kullanacaksanız Fidanburada satıcısına bir göz atmanızı tavsiye ederiz, burada hem çeşit çeşit bitki hem de bitki bakımı için ihtiyaç duyabileceğiniz saksı, toprak gibi ürünler bulmanız mümkün. Ben Hepsiburada'yı denemek istiyorum diyenlerinize ise ViensGarden satıcısını önerebiliriz. İç mekan bitkilerinden saksılara, bitki besinlerinden tohumlara kadar birçok ürün bulmanın mümkün olduğu bir satıcı. Fazlasıyla çeşit bulabileceğiniz bu iki sitenin fiyatları da oldukça uygun ve zaman zaman çeşitli indirimleri kolaylıkla yakalayabilirsiniz. Bu iki sitede bitki fiyatlarını ve çeşitlerini karşılaştırabilir, sizin için en uygun seçeneği bulabilirsiniz. Daha da güzeli ise bu seçenekleri karşılaştırmak için herhangi bir yere gitmenizin gerekmemesi. Yaşam alanınızı güzelleştirecek bir bitki arayışındaysanız ve sınırlı bir bütçe ile online alışveriş yapmak istiyorsanız bu iki siteye bir göz atmanızı tavsiye ederiz.
3. Market Alışverişimi Yaparken Bitkimi De Alırım DiyenlereUygun fiyatlı bitkiler elbette yalnızca internette satılmıyor. Migros, Çağdaş gibi evinize yakın yerlerden de rahatlıkla bulabileceğiniz, hem de fiyatları oldukça uygun bitkilerin mevcut olduğu süpermarketler de bitki almak için bir başka seçenek. Biz de yaşam alanımızı güzelleştirmek ve kendimizi mutlu etmek için yaptığımız bitki alışverişlerimizde sık sık süpermarketleri tercih ediyoruz. Bu tür perakende mağazalarında yaklaşık 10 liradan başlayan bitki fiyatları, başka herhangi bir yerde bulabileceğinizden daha uygun. Bu tür yerlerin tek kötü yanı ise seçeneğin daha az olması, tabii yine de evinizde kolaylıkla bakabileceğiniz birçok farklı bitki bulmanız mümkün. Çiçek açan ve rengarenk çeşitleriyle yaşam alanınızı renklendirecek bir bitki arayışındaysanız Kalanşo; fazla bakım gerektirmeyen, daha küçük boyutlarda bir bitki tercih ediyorsanız Sukulent; odaya girdiğinizde gözünüzü alacak ve çevrenize yeşillik katacak büyük yapraklı bir bitki istiyorsanız ise Difenbahya gibi evde bakılması da mümkün bu tür bitkileri perakende mağazalarında kolaylıkla bulabilirsiniz. Bir gün haftalık alışverişinizi yapmaya çıktığınızda süpermarketinizin bitki reyonuna da uğramayı unutmayın. Sakın “Acaba buradan aldığım bir bitki kaliteli olur mu?” gibi sorular oluşmasın aklınızda, yukardaki turuncu tomurcuklu Kalanşo bir süre önce Migros’tan alındı, gördüğünüz gibi sağlıklı ve capcanlı. Çeşitlilik: 👌👌 Fiyat: 💸 Satın Alma Türü: 🚶♀️🚶♂️ 4. Ben Bitkilerimi Gözümle Görmeden Almam DiyenlerePandemi'nin hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olması ile birlikte, hayatlarımızın büyük bir çoğunluğu iş-ev ya da ev-okul aksında geçmeye başladı. Sevdiklerimizle, yakınlarımızla buluşamaz, onlarla vakit geçiremez olduk. Hafta sonu etkinlikleri bir sene öncesinde kalmış anılarımız haline geldi. Kapalı alanlar, AVM'ler, Cafe'ler kaçındığımız, diğer bir deyişle korktuğumuz mekanlara dönüştü. Kendimizi açık havada yeni uğraşlar ve aktiviteler ararken bulduk. Şimdiki önerimiz şehir hayatından sıkılmış, bir an olsun kaçış yolu arayan, yaşam alanlarına yeşilin esintisini getirmek isteyen bitki severlere gelsin istiyoruz. Ankara'nın Yenimahalle ilçesinde bulunan Karşıyaka Mezarlığı'nın çevresinde birçok açık hava serası bulunuyor. Bu seraların en büyük özelliği, meyve ağaçlarından, iç mekan bitkilerine; ithal bitkilerden, bitki besinlerine binden fazla çeşidi size tek bir mekanda sunuyor olmaları. Her serayı birbirinden ayıran bazı özellikler var. Öncelikle hangi tür bitkileri satın almak istediğinize karar verirseniz hangi seradan alışveriş yapmanız gerektiğine karar vermek daha kolay olacaktır. Sizin için birkaç serayı yakın markaja aldık. Bunlardan birincisi DallığluPeyzaj, Seracılık, Fidan ve Çiçekçilik. İvedik Caddesi üzerinde bulunan sera, bölgenin en bilinen ve en çok bitki çeşitliliğine sahip seralarından bir tanesi. Özellikle ithal bitki satışının yapıldığı sera, adeta tabiat parklarını anımsatıyor. Bitkilerin arasında kendinizi kaybedip bütün gününüzü burada geçirmek isteyebilirsiniz. Bitki fiyatları, çevre seralara göre biraz daha yüksek, bu da bitkilerin ithal olmasından kaynaklanıyor. Bir diğer sera ise Ardıç Seracılık. Buranın herhangi bir web sitesi adresi olmadığından açık adresi aşağıya bırakıyor olacağız. Ardıç Seracılığı diğer seralardan ayıran özellik ise, burada kapalı alan bitkilerinin bulunmaması. Eğer bahçeniz için farklı bitki türleri arıyorsanız buranın tam da ihtiyacınıza uygun bir yer olduğunu düşünüyoruz. Fiyatlar ise her bütçeye uygun olacak şekilde belirlenmiş. Peki bu seralar bölgesine nasıl gideriz derseniz, üç farklı ulaşım aracından birini tercih edebilirsiniz.
Merhaba Yaratıcı Fikir Avcıları,
Biz Defne ve Beyza. Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi son sınıf öğrencileriyiz. Yoğun geçen okul ve iş tempomuz bizi yeterince yoruyor ve yıpratıyor. Kendimizi en rahat ve güvende hissettiğimiz yer gün sonunda hep evimiz oluyor. Hayatımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz odamızı ya da yaşam alanımızı biraz olsun güzelleştirmenin yollarını arıyoruz. Bunun için evde kullanmadığımız objelerden, uygun fiyatlı malzemelerden ve biraz da yaratıcı fikirlerden yardım alarak yaşam alanımızı güzelleştirmenin mümkün olduğunu gördük. Özellikle vaktimizin bu kadar büyük bir bölümünü evde geçirdiğimiz bu yeni düzende içinde yaşamaktan keyif alacağımız, bize enerji ve mutluluk veren bir alanımızın olmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu süreçte çevremizi renklendirip özgünleştirecek ve hayatımızı kolaylaştıracak çeşitli faaliyetler ve fikirler arayışına girerken bulduk kendimizi. Daha da güzeli bunu gerçekleştirmek için fazla para harcamamıza gerek olmaması. Size hoşlanacağınızı düşündüğümüz içerikler hazırladık ve bunları sizlerle paylaşmak için çok heyecanlıyız. Nedir bu içerikler dediğinizi duyar gibiyiz. Öyleyse kısaca sizleri nelerin beklediğinden bahsedelim. Yaşam alanınızı güzelleştireceğiniz DIY yani “Do It Yourself”(kendin yap) fikirlerinden ve nasıl yapıldığından bahsedeceğiz, peki malzemeleri nereden temin edebiliriz? Ankara’da nerelerde uygun fiyatlı ve kaliteli ürünler bulunabileceğinizden bahsedeceğiz. Son zamanlarda çok popüler olan “Punch” nakışıyla farklı süsler yapmayı öğreneceğiz. Herkesin evinde bulunan ürünleri pratik bir şekilde nasıl güzel objelere dönüştürebileceğimizi göreceğiz. Son olarak da bitkilerin olağanüstü çekiciliğinden ve güzelliğinden yararlanıp yaşam alanımızda bitkileri nasıl kullanabiliriz, hangi bitkiler kapalı alan için uygundur gibi daha birçok sorunuza cevap vereceğiz. Yaratıcı fikirlerle dolu bir blog serisi sizleri bekliyor. Peki bu serüvende siz de bizimle yaratıcı fikirlerle yaşam alanınızı güzelleştirmeye ne dersiniz? |
AuthorsBeyza Demirci Archives |